SİNOP Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlanma Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Samsun, “Balıkçılarımız 2 haftadır denizdeler. Ancak önceki yıllara göre, balıkların boylarının küçük olması ve kondisyon faktörü ile birlikte et veriminin düşmesi, avcılığı olumsuz etkiledi. Küresel iklim değişikliğinin, dünyada birçok konuda olumsuz tesirleri olduğu gibi, hamsi, lüfer, palamut gibi balıkların özellikle üreme, büyüme göçlerinin zamanlarını, sürelerini, periyotlarını da olumsuz etkiledi” dedi.
Balık stoklarının hassas bir denge içerisinde izlenmesi gerektiğini söyleyen Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlanma Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Samsun, sezonun başlaması ile birlikte ava çıkan teknelerin, limanlara eski yıllara oranla daha az balıkla döndüğünü söyleyerek, “Balıkçılarımız 2 haftadır denizdeler. Ancak önceki yıllara göre, balıkların boylarının küçük olması ve kondisyon faktörü ile birlikte et veriminin düşmesi, avcılığı olumsuz etkiledi. Küresel iklim değişikliğinin, dünyada birçok konuda olumsuz tesirleri olduğu gibi, hamsi, lüfer, palamut gibi balıkların özellikle üreme, büyüme göçlerinin zamanlarını, sürelerini, periyotlarını da olumsuz etkiledi. Geçtiğimiz yıl palamut avcılığı oldukça iyiydi. Daha bol palamut yakalanmış ve tüketiciler ise bu balığı uygun fiyatlara almışlardı. Ancak bu sene palamudu çok fazla göremedik. Çingene palamudu olarak bildiğimiz küçük palamutlar, ağustos ayında çıkarlar, eylül ayında yağmurlarla büyürler ve 750 gram ile 1 kilogram gibi ağırlıklara ulaşabilirlerdi. Yağmurların eskisi gibi düzenli yağmaması, balıkların önemli besin kaynağı olan planktonların yağışlar vasıtasıyla derelerden ve ırmaklardan gelmemesi; palamut, hamsi, lüfer gibi göçmen balıkların gelişmesini ve av vermesini olumsuz etkiledi” ifadelerini kullandı.
‘BALIK İHRACATININ BU YIL ARTMASINI BEKLİYORUZ’
Av yasaklarının zaman, yer ve teknik özellikler açısından üç kategoride sınıflandırıldığını ifade eden Prof. Dr. Samsun, “4,5 ay süren yasak zaman yasağıydı. Teknelerimizin avcılık yaptığı yerlerde, örneğin Marmara’da trol avcılığı yasak. Ege’de de bazı alanlarda yasaklarımız var. Akdeniz’de ava çıkacak bir trol teknesinin karides için mi çıkacağı, trol için mi çıkacağını, ilgili bakanlığa önceden bildirmesi gerekiyor. Teknelerde kullanılan ağlar, göz açıklıkları, Karadeniz’de, Akdeniz’de, Ege’de farklılık gösteriyor. Bunlar teknik özellikler açısından uygulanan yasaklardır. Yer yasakları ise halen devam etmektedir. Ülkemiz balıkçılarının bu konularda bilinçli olduğunu biliyoruz. Balıkçılarımızın son teknolojileri çok iyi kullandıklarını, özellikle dünyanın birçok ülkesinde gözlemlediğimiz su ürünleri avlanma tekniklerini, en yeni ve modern teknikleri ülkemize transfer ettiklerini ve etkili bir şekilde kullandıklarını da biliyoruz. Dolayısıyla ülkemizde oldukça gelişmiş bir av filosu var. Denizlerde ve iç sularda koruma faaliyetleri yapılırken, ekonomik faydayı da sağlamak zorundayız. Su ürünlerindeki büyük yatırımlar, av filomuz ve yetiştiricilik üzerindeki gelişmeleri de dikkate alırsak, geçtiğimiz yıl 1,7 Milyar dolar ihracat yapıldığını biliyoruz. Bu yıl bunun daha da artmasın bekliyoruz” dedi